Beethoven ve Eroica Senfonisi

Ludwig van Beethoven’ın (1770-1827) tarih içerisindeki önemi, yaşadığı dönemin sosyo-politik özellikleri ile paralel olarak ele alındığında çok daha net biçimde algılanır. 1789 Fransız devrimi gerçekleştiği yıl 19 yaşında genç ve dinamik bir besteci olan Beethoven neredeyse bütün hayatını ve bestecilik kariyerini Fransız devriminin özgürlük idealleri üzerine kurmuştur. Devrim Fransa’da gerçekleşmiş olsa da, ideolojisi tüm Avrupa’da dolaylı yollardan etkisini göstermişti. Beethoven’ın ölümünün hemen ardından tarihçiler ve müzik araştırmacıları, bestecinin yaratı hayatını üç ana döneme bölmüştür. İlk kez 1828 yılında dile getirilen bu bölünmeye göre, Beethoven’in ilk yaratı dönemi, yani gençlik yılları yaklaşık olarak 1795'ten 1802'ye kadar uzanmaktadır. 1803'ten 1812'ye kadar uzanan süreç ikinci yaratı dönemi, son dönemi ise 1813'ten, 1827'deki ölümüne kadar olan kesiti kapsamaktadır. Bu dönemler arasında, 2. yaratı döneminin yapıtları kahramanlık düşüncesi üzerine yoğunlaşmaktadır. Bu kahramanlık düşüncesi, devrimin süreciyle gelişmiş bir simgesel güç taşır. Beethoven’ın tüm kariyeri boyunca yazdığı tek operası olan ve 1805 tarihini taşıyan Fidelio da tümüyle kahramanlık fikri üzerine kurumlu ikinci dönem yapıtlarındsndır.

İkinci yaratı döneminin en belirleyici ve tarihsel konum itibariyle en önemli yapıtı Eroica adıyla anılan Op. 55, Mi bemol Majör, 3. Senfonisidir kuşkusuz. Bu yapıt, özünde iki nedenden dolayı tarihin kırılma noktalarından birini belirlemektedir. Bunlardan birincisi, Beethoven’ın besteci kişiliğinin somut olarak belirmeye başladığı ilk büyük yapıt olmasıdır. İkinci neden ise, yapıtın, dönemin en önemli siyasi kişiliklerinden biri olan Napoléon Bonapart’la bağlantılı olmasıdır.

Fransız devrimi sırasında 20 yaşında genç bir general olan Napoléon Bonaparte, Devrim sonrası Fransa’sında hızla yükselen bir politik figür oldu. 1799 yılında, Fransa’daki mevcut hükümeti devirerek Fransa Birinci Konsülü ilan edilince bütün gücü eline almıştı. Bu dönemdeki güçlerine dayanarak Fransa’da ve başka birçok Avrupa ülkesinde bugün halen önemli yer tutan sivil anayasayı oluşturdu. Bu dönemde, yalnız Fransa’da değil, Avrupa’nın başka ülkelerinde de hayranlık uyandıran bir politikacı konumundaydı Napoléon.

Beethoven’ın Eroica senfonisinin Napoléon Bonaparte ile bağlantısı yüzyıllar içerisinde tartışma konusu olmuştur. Bestecinin Napoléon'a ithaf edilmek üzere bir senfoni bestelemek amacıyla mı yola çıktığı, yoksa besteleme süreci içinde gelişen hayranlığından dolayı mı böyle bir ithafa karar verdiği de tartışma konusudur. İlginç olan, Beethoven'ın ölümünden sonra, bestecinin hayatını kaleme alan biyograflar da kendi aralarında çelişirler bu konuda: 1838 yılında Notizen über Ludwig van Beethoven (Beethoven Üzerine Notlar) adlı bir kitap yayınlayan Ferdinand Ries, Beethoven'ın, Napoléon birinci konsülken (1799) onun onuruna bir senfoni bestelemek istediğini yazar ve kendisinin bizzat tanıdığı besteciye Napoléon'un imparator ilan edildiğini ilk söyleyen kişi olduğunu, haberi verdiğinde de Beethoven'ın büyük bir öfkeye kapıldığını belirtir. Bu biyografinin yayınlanmasından iki yıl sonra, 1840'ta alternatif bir biyografi yayınlayan Anton Schindler konuya şu şekilde değinir: 1798'de Viyana'daki Fransa büyükelçisi Beethoven'dan, Bonaparte'a ithaf edilmek üzere kahramanlığa dair bir senfoni bestelemesini istemiştir. Ancak Schindler bu hikayeyi dolaylı yoldan duyduğunu belirtir, bu nedenle doğruluğu tartışmalıdır.

Fransız Devrimi’nin ideallerine hayranlık duyan Beethoven, bu ideallerin temsilcisi olan Napoléon’a ithafen bir senfoni besteleme düşüncesini 1803 yılında gerçekleştirdi. 3. senfonisini 1803-1804 yılları arasında besteledi ve orijinal partisyonun ilk sayfasına “Sinfonia Grande, Napoléon Buonaparte, 1804, del sign. Louis van Beethoven, Sinfonia 3, Op. 55” (büyük senfoni, Napoléon Buonaparte, 1804, sayın Louis van Beethoven tarafından, senfoni 3, Op. 55) yazmıştı. Ne var ki, 1804 yılında, Napoléon Bonaparte, Burbon hanedanı mensuplarının kendisini devirerek yerine geçmelerini önlemek amacıyla kendisini Fransa imparatoru ilan ettirmek istemişti. Böylece Napoléon soyu, kan yolu ile Fransa’nın hükümdarlığını sürdürebilecekti. 2 Aralık 1804 tarihinde Napoléon Bonaparte, Paris Notre-Dame katedralinde Fransa İmparatoru olarak taç giydi. Bu durum Beethoven’ın Napoléon’a karşı beslediği tüm hayranlığı yerle bir etmişti ve bu nedenle 3. senfonisinin el yazmasının baş sayfasına yazdığı “Napoléon Buonaparte” kelimesini karalamıştı. Bu karalanmış manüskri günümüze kadar ulaşmıştır.

Yapıtın ilk icrası 1804 yılı yazında, Beethoven’ın yakın dostu ve destekçisi Prens Joseph Franz Maximilian Lobkowitz’in Bohemya Eisenberg’deki şatosundfa özel olarak gerçekleştirilmişti. İlk halka açık icrası ise, 7 Nisan 1805 tarihinde Viyana, Theater an der Vien’de gerçekleşti. Yapıtın basımında ise, baş sayfada Beethoven’ın değiştirdiği ithaf yer almıştı: “Sinfonia Eroica, composta per festeggiare il Souvenire di un grand' Uomo, E dedicata A Sua Altezza Serenissima Il Principe di Lobkovitz” (büyük bir adamın hatırasını anmak üzere berstelenmiş kahramanlık senfonisi, yüce majesteleri Prens Lobkovitz’e ithafen). Bu ithafla birlikte, 3. senfoni Eroica Senfonisi olarak anılmaya başladı.

Eroica Senfonisi, politik bağlantıları ve Napoléon’a ithaf edilmiş olmasıyla, Beethoven’ın yapıtları arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olmasıyla birlikte, gerek müzik tarihi açısından, gerek Beethoven’ın bestecilik kariyeri açısından, çok önemli kırılma noktalarını içinde barındırmaktadır. Beethoven’ın öznel bestecilik karakterini somut olarak yansıtan ilk büyük eseridir ve 19. yüzyıl senfoni anlayışının kapılarını açan en önemli modellerden biridir Eroica. Beethoven’ın yeniliklerinden biri önceki yapıtlarından daha geniş bir orkestra kullanmış olmasıyla başlar. Bu geniş orkestra’da enstrümantasyon çok zengin bir çeşitlilik göstermektedir. Çalgıların eşleşmelerinde klasik dönemden daha farklı arayışlar göze çarpar ve Beethoven’da, bu senfoni ile birlikte bakır çalgıların çok daha yoğun ve ön planda kullanıldığı görülür. Bunun direkt nedenlerinden biri yapıtın kahramanlık fükri üzerine kurulmuş olmasına bağlanabilir. Fakat bestecinin sonraki yapıtlarında da bakır çalgıların ön planda tutulduğu ve bu düşüncenin 19. yüzyıl senfoni anlayışının modeli olduğu görülmektedir.

Eroica Senfonisi’nin başka bir önemli özelliği, tematik çeşitlendirme ve tematik bütünlük düşüncesinin sistematik bir biçimde kullanılmış olmasıdır. Beethoven, yapıtını birkaç ana tema çevresinde yapılandırmakta ve senfoninin bölümlerinin tüm malzemesini bu ana temalardan türetmektedir. Bu düşünce Beethoven’ın ardından gelen bestecileri büyük ölçüde etkilemiş, tematik çeşitleme ve tematik bütünlük düşünceleri 19. yüzyıl müzik anlayışının önemli bir öğesi olmuştur.

Beethoven’ın Eroica’da getirdiği yeniliklerden biri senfoninin girişidir. Klasik dönem senfoni anlayışı ve beethoven’ın ilk iki senfonisinden farklı olarak, 3. senfoni hazırlayıcı bir giriş kesiti olmaksızın başlar. İki keskin akorun hemen ardından ana tema girişini yapar.

Örnek 1

Bu ana tema, birinci bölümün temel malzemesidir ve 1. bölümün tüm tematik öğeleri bu ana temanın kökünden türetilmiştir.

Örnek 2

Senfoninin 2. bölümü bir cenaze marşıdır. Cenaze marşının senfoni içerisine entegre edilmesinin ilk örneğini Beethoven’da görüyoruz. Bestecinin, Eroica senfonisinin ikinci bölümünü bir cenaze marşı olarak tasarlamasının birçok nedene dayandırılır. Özellikle Fransız devrimi sırasında devrim uğuruna ölenlerin anısına yazmış olabileceği söylenir. Diğer yandan, sembolik olarak, cenaze marşı, özel kişilerin cenaze törenlerinde icra edilmesinden dolayı içinde kahramanlık simgesini barındırmaktadır. Bu nedenle kahramanlık üzerine bestelediği yapıtın ağır bölümünü bir cenaze töreni olarak tasarlaması kaçınılmazdır.

Beethoven füg biçimini de senfoni formu içerisine yerleştirerek gerek kontrapuntik doku gerek tematik dönüşüm düşüncelerini pekiştirme yoluna gitmişti. Senfoni içerisindeki füg kesitlerine en güzel örneklerinden biri yapıtın ikinci bölümünde yer alır.

Örnek 3

Yaptın Napoléon Bonaparte ile simgesel bağlantısı son bölümde karşımıza çıkmaktadır. Beethoven bu bölümde “Prometheus teması” olarak kadladırılan bir ana tema kullanmaktadır. Bu ana tema, bestecinin 1801 yılında bestelediği Op. 43 Die Geschöpfe des Prometheus (Prometheus’un yaratıkları) adlı bale yapıtından alınmıştır. Eroica’nın final bölümüne Prometheus ile ilişkilendirilmiş bir temayı kullanmasının nedeni açıktır. Napoleon Bonapart, Antik Yunan mitolojisinde ateşi tanrılardan çalıp insanlara veren Prometheus ile özdeşleştirilmektedir Beethoven’ın gözünde. Aşağıda örneği gösterilen bu ana tema final bölümünün tüm müzikal malzemesinin özünü oluşturmaktadır. Diğer yandan senfoninin birinci bölümün ana temasının da Prometheus temasından türetilmiş olduğuna dair görüşler mevcuttur. Bu bağlantının ipuçları final bölümünün 303. ölçüsünde kornolarda duyulan Prometheus temasının türevinde görülebilir (örnek 4)

Örnek 4:
Senfoninin son bölümü son derece sade bir tema ile başlar. Bu tema ana tema gibi gözükse de aslında Prometheus temasının eşlik ezgisidir. Beethoven bu naif ve sade ezgiyi bir ana tema karakteriyle işlemektedir. Neden sonra, finalin temel malzemesi olan Prometheus teması başta işlenen bu eşlik ezgisi ile birlikte duyulur (örnek 5a ve 5b)

Örnek 5a

Örnek 5b

Eroica Senfonisi’nin son bölümü bu denli sade bir tema ve eşliğinin ne denli kahramansı bir marş teması haline dönüştürülebileceğinin en büyüleyici örneklerinden birini oluşturmaktadır. Zira, Beethoven Prometheus temasını ve onun ana tema karakterindeki eşlik temasını geniş farklı şekillerde işleyerek kahramansı bir askeri marş ve uzun soluklu bir zafer marşına dönüştürmektedir (örnek 5a ve 5b).

Örnek 6a

Örnek 6b

Beethoven’ın Eroica Senfonisi fikirsel ve müziksel yenilikleriyle genç bestecisinin yeni yaratı döneminin ve aynı zamanda yeni bir çağın habercisiydi. Bu yeni çağda müzik daha geniş soluklu ve duygusal simgelerin daha ön planda ele alındığı bir dönemdi. Beethoven, ikinci ve üçüncü dönem yapıtlarının tamamında yeni fikirleri uygulayarak 19.yüzyıl romantik ve hatta post-romantik bestecilere model oluşturan köklü bir miras bıraktı. Bu mirasın başlangıç noktası ve kaynağı Eroica’dır.

0 comments:

Post a Comment

About Me

My photo
Musicologist / Müzik Bilimci
Powered by Blogger.